Parasızlık ve Ekonomik Sıkıntılara Karşı İnebolu’nun Çılgın Kayıkçıları

Kurtuluş Savaşı için gerekli olan mermilerin bir bölümü İnebolu üzerinden Ankara’ya gönderiliyordu. İnebolu’da bir kahvede düzenlenen toplantıda Yarbay Nidai Bey, yöneticileri, subayları, öğretmenleri, Kâhya İlyas Kaptan’ı ve kayıkçıları selamlayarak;

- “Yaz kış demeden ordu malını karaya taşıdınız. Bugüne kadar bu hizmetiniz için bir kuruş bile almadınız. Bombardıman sırasında kayıklarınız tahrip oldu. Pek azı kurtuldu. Bunu öğrenen Ankara son taşıma hizmetinizin bedeli olarak biraz para yolladı. Bugüne kadarki hizmetleriniz için yürekten teşekkür ederek, 1.680 lirayı kâhyanız İlyas Kaptan’a teslim ediyorum.”

Kayıkçılar bozuldular. İlyas Kaptan hayal kırıklığı içinde ayağa kalktı. Nidai telaşla;

- “Yaranızı sarmaya yetmeyeceğini biliyorum” deyince İlyas Kaptan “Dur Beyim” diye terslendi;

- “Yanlış anladın. Bizim itirazımız miktarına değil, parayadır. Para istemeyiz. Yeni kayıklar yapılıyor. Evelallah hizmetimizi aksatmayız. M. Kemal Paşa’nın ellerinden öperiz. Bizi sevindirmek istiyorsa, şu alçak düşmanı tepelesin.”

Eliyle para torbasını Nidai’ye doğru itti.

……………

Turgut Özakman, 1948 yılında arkadaşlarıyla birlikte Sivrihisar’dan Dumlupınar-Zafer Tepe’ye kadar olan kurtuluş yolunu yayan kat eder. Daha sonra da bu bölgeleri defalarca gezer, not alır. Bu tarihten sonra aralıksız olarak milli mücadeleyle ilgili anı, tanıklık ve belgeleri toplamayı sürdüren Özakman elli yılı aşkın çalışmasının sonunda Şu Çılgın Türkler’i yazmaya karar verir. Turgut Özakman bu tutkulu çalışmasını şöyle anlatıyor: “Bu kaynakları o kadar çok okuyup inceledim ki insanları yakından tanımış, bazı olaylara tanık olmuş gibiyim. Bazı olayları yaşadığım vehmine kapıldığım zamanlar oluyor.”

Şu Çılgın Türkler’i okurken siz de olayların içindeymiş hissine kapılacak bazı sayfalarda yumruğunuzu sıkacak, bazı sayfalarda okuduğunuz insanlara sarılmak isteyecek, gözyaşlarınızı tutamayacaksınız.

Bugün kurtuluş mücadelesinin başladığı 1919’dan bir asır uzaktayız. Ancak, Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkmasının üzerinden neredeyse yüz yıl geçmiş olmasına karşın bugün de emperyalist devletlerin Anadolu hayali bitmiş değil. İçeriden ve dışarıdan, cumhuriyetimizi yok etmek, yurdumuzu parçalayarak bir sömürge ülkesi haline getirmek için çalışanlar, umutlarını yitirmiş değil.

Bugün Cumhuriyete sahip çıkacak kuşaklar bağımsızlığımızı bize armağan etmek için canını veren, askerlerimiz tok kalsın diye kendisi aç duran, soğukta yarı çıplak yatan ninelerini ve dedelerini yeterince tanımıyorlar. Bilseler gurur duyarlardı. Bugünkü gençler ne kadar çılgınsa, nineleriyle dedeleri de en az o kadar çılgındı.

Şu Çılgın Türkler, Kütahya-Eskişehir Savaşından Büyük Taarruzun sonuna kadar olan yaklaşık 18 aylık bir dönemin romanı. Zorluklar içinde adım adım geriye çekilen bir halkın kenetlenerek emperyalist güçleri yurdundan kovmasının destanı.

En güzel çağlarında, evlerinden, ailelerinden, canlarından olmak pahasına tam bağımsızlık ilkesinden bir an bile vazgeçmeyen, emperyalizme karşı tırnaklarıyla direnen bu insanların hikâyesini şaşırarak okuyacaksınız.

Bugün üzerinde yaşadığımız, yurdumuzu bizlere bırakanların hikâyesi. Mutlaka okumalısınız…

Şu Çılgın Türkler İçin Okur Yorumları

İlhan Selçuk’un “Bu kitabı okuyun, çocuklarınıza okutun, dostlarınıza armağan edin!” dediği Şu Çılgın Türkler, kısa sürede bir milyonun üzerinde bir satışa ulaşarak Türkiye’de tüm zamanların en çok satan kitabı unvanına sahip oldu. Cumhuriyet tarihinin en fazla okunan kitabı Şu Çılgın Türkler’i indirimli fiyat ve avantajlı kargo seçeneği ile hemen satın almak için tıklayın.

 

 

 

 

Kapat