İşgal Altındaki Köylerde Kalpaklı Süvariler: Bizimkiler! Kemal’in Askerleri!

İşgal Altındaki Köylerde Kalpaklı Süvariler: Bizimkiler! Kemal’in Askerleri!

Türk askerleri işgal altındaki köylere girdikçe halk askerleri sevinçle karşılıyordu. Büyük Taarruzun en fırtınalı günlerinde, 29 Ağustos sabahı İzzettin Bey kolordusunun bütün tümenleri Frangos kuvvetlerini yakalamak için harekete hazırlanıyorlardı.

  1. Tümenin 56. Alayı da yürüyüşe geçmek üzereydi. Ama dişsiz, buruşuk yüzlü, şirin bir yaşlı kadın Alay Komutanı Fehmi Bey’in eline yapışmış bırakmıyordu. İkram edilen yiyecekler ve askerlerin kucağına tırmanan çocuklardan ortalık bayram yerine benziyordu.

- Anam izin ver de yola çıkalım.

- Yoo, valla bırakmam.

- Geç kalıyoruz, yolumuz uzun.

- Biz sizi üç yıl bekledik. Şimdi biraz da siz bekleyin. Ben Üsküplüyüm. Ay yıldız Üsküp’ten ayrılınca, onun peşine düştüm. Göçmenin derdi bayrağının altında ölmektir, oğul. Beş kere göç ettim. O nereye, ben oraya. Sonunda Anadolu’ya geldik. Ama düşman buraya da yetişti. Al sancak orduyla birlikte Ankara’ya gitti. Mecalim yok ki yine peşine düşeyim. O dönene kadar ölmemeye ahdettim. Ahdimi de tuttum. Ordu da, o da döndü. Ama bir açıp da sancağın yüzünü göstermediniz.”

- Bizimle biraz yürüyebilir misin?

- Yürürüm!

Komutanın işareti üzerine komutlar verildi. Alay yürüyüş düzenine girdi. Sancaktar ve sancak muhafızları en öndeydi. Fehmi Bey yaşlı kadını sancaktarın arkasına götürüp bıraktı.

Kadıncağız ne olacağını anlamamıştı. Huzursuz bakıyordu. Sancaktar ve muhafızlar sancağı açınca, kadının yüzüne sanki nur yağdı, öyle parladı birden. Sancaktar sancağı kaldırdı. Al sancak kadının başının üzerinde dalgalanmaya başladı.

Kadın dirildi, dikildi, başını gururla kaldırdı.

Alayla birlikte, gözleri sancakta, dimdik, ayrılık çeşmesine kadar yürüdü.

……………

Turgut Özakman, 1948 yılında arkadaşlarıyla birlikte Sivrihisar’dan Dumlupınar-Zafer Tepe’ye kadar olan kurtuluş yolunu yayan kat eder. Daha sonra da bu bölgeleri defalarca gezer, not alır. Bu tarihten sonra aralıksız olarak milli mücadeleyle ilgili anı, tanıklık ve belgeleri toplamayı sürdüren Özakman elli yılı aşkın çalışmasının sonunda Şu Çılgın Türkler’i yazmaya karar verir. Turgut Özakman bu tutkulu çalışmasını şöyle anlatıyor: “Bu kaynakları o kadar çok okuyup inceledim ki insanları yakından tanımış, bazı olaylara tanık olmuş gibiyim. Bazı olayları yaşadığım vehmine kapıldığım zamanlar oluyor.”

Şu Çılgın Türkler’i okurken siz de olayların içindeymiş hissine kapılacak bazı sayfalarda yumruğunuzu sıkacak, bazı sayfalarda okuduğunuz insanlara sarılmak isteyecek, gözyaşlarınızı tutamayacaksınız.

Bugün kurtuluş mücadelesinin başladığı 1919’dan bir asır uzaktayız. Ancak, Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkmasının üzerinden neredeyse yüz yıl geçmiş olmasına karşın bugün de emperyalist devletlerin Anadolu hayali bitmiş değil. İçeriden ve dışarıdan, cumhuriyetimizi yok etmek, yurdumuzu parçalayarak bir sömürge ülkesi haline getirmek için çalışanlar, umutlarını yitirmiş değil.

Bugün Cumhuriyete sahip çıkacak kuşaklar bağımsızlığımızı bize armağan etmek için canını veren, askerlerimiz tok kalsın diye kendisi aç duran, soğukta yarı çıplak yatan ninelerini ve dedelerini yeterince tanımıyorlar. Bilseler gurur duyarlardı. Bugünkü gençler ne kadar çılgınsa, nineleriyle dedeleri de en az o kadar çılgındı.

Şu Çılgın Türkler, Kütahya-Eskişehir Savaşından Büyük Taarruzun sonuna kadar olan yaklaşık 18 aylık bir dönemin romanı. Zorluklar içinde adım adım geriye çekilen bir halkın kenetlenerek emperyalist güçleri yurdundan kovmasının destanı.

En güzel çağlarında, evlerinden, ailelerinden, canlarından olmak pahasına tam bağımsızlık ilkesinden bir an bile vazgeçmeyen, emperyalizme karşı tırnaklarıyla direnen bu insanların hikâyesini şaşırarak okuyacaksınız.

Bugün üzerinde yaşadığımız, yurdumuzu bizlere bırakanların hikâyesi. Mutlaka okumalısınız…

Şu Çılgın Türkler İçin Okur Yorumları

İlhan Selçuk’un “Bu kitabı okuyun, çocuklarınıza okutun, dostlarınıza armağan edin!” dediği Şu Çılgın Türkler, kısa sürede bir milyonun üzerinde bir satışa ulaşarak Türkiye’de tüm zamanların en çok satan kitabı unvanına sahip oldu. Cumhuriyet tarihinin en fazla okunan kitabı Şu Çılgın Türkler’i indirimli fiyat ve avantajlı kargo seçeneği ile hemen satın almak için tıklayın.

 

 

 

 

Kapat