Olmayan Bir Tümenin Komutanı: Mustafa Kemal

Mustafa Kemal, 1926 yılında Falih Rıfkı Atay ve Mahmut Soydan ile bir mülakat yaparak anılarının ilk elden kaleme alınmasını sağlar. Bu anılar Milliyet ve Hakimiyet-i Milliye gazetelerinde yayımlanmaya başladıktan bir gün sonra Cumhuriyet gazetesi de anıları yayımlamaya karar verir.

Mustafa Kemal’in kendi yazdırdığı anıları içinde böbürlenmek bir yana zaman zaman kendisini gülünç duruma düşüren olayları bile büyük bir alçakgönüllülük içinde, alaycı bir üslupla anlattığı görülür. Bunlardan birisi de Enver Paşa’nın Mustafa Kemal’i adı var kendi yok bir tümene komutan atadığı bölümdür.

Mustafa Kemal, Birinci Dünya Savaşı başlayınca orduda aktif bir görev üstlenmek için başkomutanlığa başvurur. “Arkadaşlarım cephede bulunurken ben Sofya’da Ataşemiliterlik yapamazdım” diyen Mustafa Kemal’in başvurusu geri çevrilir. Mustafa Kemal uzun süre boyunca başvurularına sonuç alamayınca bavulunu toplar ve gerekirse bir er olarak savaş meydanında bulunmaya karar verir. İşte tam bu sırada bir telgraf alır:

- “On Dokuzuncu Tümen Komutanlığına atandınız. Hemen İstanbul’a geliniz.”

Mustafa Kemal İstanbul’a gider. Atamayı yapan kişinin Enver Paşa olduğunu öğrenince Sarıkamış’tan henüz dönmüş olan Paşa’ya sorar:

- Beni numarası on dokuz olan bir tümene atamışsınız. Bu tümen nerededir?

Enver Paşa, Mustafa Kemal’e Genelkurmay ile görüşürse daha kesin bir bilgi alacağını söyleyerek kendisini Genelkurmay Başkanlığına yönlendirir. Genelkurmay’a giden Mustafa Kemal kendisini tanıtır:

- Ben On Dokuzuncu Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal.

Ancak kendisini tanıttığı her kişi hayretle yüzüne bakar. Kimse böyle bir tümenin varlığından haberdar değildir. Genelkurmay’daki araştırmalar da olumsuz sonuçlanır, Genelkurmay’da böyle bir tümenden haberi olan kimse yoktur. Mustafa Kemal bu olayı anılarında şöyle anlatır:

“Büyük bir ciddiyetle herkese On Dokuzuncu Tümen Komutanı olduğumu söylüyordum, oysa ki böyle bir tümenin varlığından kimsenin haberi yoktu. Adeta sahtekâr vaziyetinde idim.”

Sonunda Genelkurmay’dan birisi bu tümenin Liman von Sanders Paşa’nın ordusunda bulunabileceğini söyleyerek Mustafa Kemal’e bir de onunla görüşmesini tavsiye eder. Mustafa Kemal, Liman Paşa’nın komuta ettiği ordunun Kurmay Başkanı Kazım Bey’e giderek durumu anlatır. Kazım Bey:

- Bizim bilgimizde böyle bir tümen yoktur. Ama olabilir ki Gelibolu’da bulunan Üçüncü Kolordu yapmakta olduğunu bildiğimiz yeni örgütlenmeler arasında yeni bir tümen kurmak düşüncesindedir. Bir kez de oraya başvurulursa gerçek anlaşılır.

- Yani benim komutanı olduğum tümen var mıdır yok mudur, bunu anlamak için Gelibolu’ya mı gideceğim?

- Evet, doğrusu budur.

Mustafa Kemal Gelibolu’ya gidip 57, 72 ve 77. Alaylardan oluşan 19. Tümeni kurar. Mustafa Kemal anılarında yazmasa da kimsenin tanımadığı bu tümen, Çanakkale Savaşı sonunda tüm dünyanın bildiği bir tümen olur. 19. Tümen, sayıca kendilerinden çok üstün olan Anzak askerlerini, çıkartma yaptıkları Arıburnu’nda durdurmak için savaşarak tümüyle şehit olan 57. Alayın bağlı olduğu, Çanakkale Savaşının kaderini değiştiren tümendir. 19.Tümen, Mustafa Kemal’in “size ölmeyi emrediyorum” dediği askerlerin tümenidir.

Mustafa Kemal anılarında Çanakkale Savaşındaki ikinci büyük düşman çıkartmasının yapıldığı 6-7 Ağustos tarihine de değinir. Telefonla son durumu soran Liman Paşa’ya alınacak önlemleri daha önce defalarca aktardığını anlatan Mustafa Kemal, artık bu saatten sonra alınacak tek bir önlem kaldığını söyler.

- O önlem nedir?

- Bütün komuta ettiğiniz kuvvetleri buyruğuma veriniz. (Tüm orduyu değil, Conkbayırı bölgesindeki kuvvetleri kastediyor)

Alaylı bir karşılık alır:

- Çok gelmez mi?

- Az gelir!

Telefonda çok gelmez mi diyen Liman Paşa, daha sonra Mustafa Kemal’i Anafartalar Grup Komutanlığına getirerek istediğinden daha fazla kuvveti emrine verecek ve Mustafa Kemal de Anafartalar Kahramanı olarak anılmasına neden olacak büyük bir askeri başarıyla düşmanı Anafartalar’da durdurarak geri çekilmelerini sağlayacaktır.

Atatürk’ün Anıları, Nutuk’la birlikte her Türk gencinin mutlaka okuması gereken bir kitap. 1914-1919 yılları arasında Osmanlı’nın işgalciler karşısındaki boynu bükük haliyle ulusal kurtuluş hareketinin kıvılcımlarının bir arada hissedildiği anıları okurken, yüz yıl sonra da olsa aynı heyecanı duyacaksınız. Gülerek, kızarak, ağlayarak ama hep gurur duyarak okuyacağınız, bir defa başlayınca bir daha elinizden bırakamayacağınız bir kitap Atatürk’ün Anıları.

İsmet Görgülü’nün hazırladığı Atatürk’ün Anıları kitabını indirimli fiyat ve avantajlı kargo seçeneğiyle satın almak için tıklayın.

 

 

 

 

 

Kapat