MOSSAD Suikastlarının Tarihi: “Öldürmek için Fırsat Kolladığımız Açıktı”

İsrailli araştırmacı gazeteci Ronen Bergman’ın yazdığı Kalk ve Önce Sen Öldür, büyük bölümü siyasi liderler ve istihbarat birimi çalışanları olmak üzere kaynağında binlerce röportajın yer aldığı çok kapsamlı bir araştırmanın ürünü. Bergman’ın araştırması, istihbarat yetkilileriyle yapılan röportajlar ve birkaç kaynaktan teyit edilen bilgiler sonrasında MOSSAD’ın bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış hedefli öldürme programlarının bir tarihi niteliğinde.

“Eğer Biri Seni Öldürmeye Geliyorsa Erken Kalk ve Önce Sen Öldür”

Kalk ve Önce Sen Öldür, İsrail’in Ortadoğu’ya bakışını anlamak için çok önemli bir kaynak. Kitap İran’ın nükleer programında yer alan bilim insanlarından Suriye’deki hedeflere, mülteci kamplarındaki sivillerden sokaklardaki çocuklara kadar onlarca öldürme eylemini ayrıntılarıyla açıklıyor.

Yayımlandığı yıl dünyada ve İsrail’de büyük yankı uyandıran Kalk ve Önce Sen Öldür MOSSAD’la ilgili bugüne kadar yazılmış en kapsamlı araştırma olarak görülüyor. Kitap, “Bizi öldürmek isteyen herkesi biz daha önce öldürüyorduk” sözüyle özdeşleşen bir anlayışın ortaya çıkışını, gelişmesini ve sonuçlarını gözler önüne seriyor.

“Öldürmek için Fırsat Kolladığımız Açıktı”

Saat 23.45’te AMAN karargâhında bulunan Hedefler Dairesi (Anaf Matarot) 8200 Turban üssüne El Fetih’in Han Yunus’taki binasıyla ilgili bilgi toplama talebini iletti. Turban, gece yarısı saat 00.31’de seçilen hedefe ilişkin raporunu gönderdi. Rapora göre Hedef 7068’in terör faaliyetleriyle bir bağlantısı yoktu. Bölgeyi araştıran çavuş basit ve dolaysız bir şekilde, “Onları bombalamayın – kötü bir şey yapmadılar” diye yazmıştı.

Amir şöyle söylüyordu: “Bu, çok laubali bir ifade biçimiydi, tabii ki iletiyi göndermeden önce üslubu daha ciddi bir şeye dönüşmesi için değiştirmek zorunda kaldım. Ama raporun başlığı içeriğini çok iyi yansıtıyordu. Orada terörle bağlantılı hiçbir faaliyet yürütülmemişti, sadece yerel siyasi aktivistlerle ilgili, maaş ve yardım ödemeleri gibi büro işleri yürütülüyordu. Tıpkı bir işçi sendikasının Gazze yerelindeki şubesi gibiydi.”

Hedef 7068’in yalnızca bir başka sembolik hedef olacağını düşünen Amir, ertesi sabah erken saatlerde AMAN karargâhına binada kimsenin bulunmadığını ve bombardımanın başlatılmasının uygun olduğunu bildirdi. AMAN’ın Hedefler Dairesi’nden bir temsilci tarafından kendisine “Beklemede” denildi. “Büronun açılmasını bekliyorlar.”

“Ne? Kimleri bekliyorlar?”

“Hiç kimseyi. Belli bir kişi değil; herkes olabilir. Birileri içeri girdiğinde bizi bilgilendirin.”

 

 

Bu tuhaf gözüküyordu. Amir bunun bir yanlış anlaşılma olması gerektiğini düşünüyordu. Bir binadaki sivil varlığı, beklemek için bir gerekçeydi; saldırmak için değil. İnsanları –bürokratları, temizlikçileri, sekreterleri– beklemek, Finkelstein’ın 2001’deki yasal mütalaasının düpedüz ihlaliydi. Bilfiil sivilleri hedef almak tam anlamıyla savaş suçuydu.

Ne var ki bir yanlış anlaşılma sözkonusu değildi. Hedefler Dairesi, binada birilerinin olduğuna ilişkin bir “emare” beklediklerini herkesin anlaması için yazılı bir emir tebliğ etmişti: “Emare=telefon çağrısı veya telefon görüşmesine yönelik bir girişim. Konuşmacının kendisini tanıtmasını veya değeri ne olursa olsun bir görüşmenin gerçekleşmesini beklemeyin. Konuşmacının kim olduğundan veya konuşmanın içeriğinden bağımsız olarak binada birilerinin var olduğuna ilişkin her emare bildirilecektir.” Bir başka ifadeyle, niyet düpedüz birilerini öldürmekti; kim olursa olsun.

Amir, AİG’lerin çalıştığı yere oturup vardiyayı devraldığında, Hedefler Dairesi’nden kendisini Han Yunus’taki El Fetih binasına yönelik bombalamanın başlamak üzere olduğuna dair bilgilendiren bir telefon aldı. Amir karşı çıktı ama korumalı hattın diğer ucundaki görevli öfkelenmişti.

“Bu sana neden açıkça yasadışı olarak gözüküyor? Onların hepsi Arap. Hepsi terörist.”

…………….

Kiraz biriminin istihbarat bölümünde bir asker olan Alon Kastiel şöyle söylüyordu: “İntifada’nın patlak vermesinin ardından askerlik görevimle ilgili her şey değişmişti. İntifada öncesinde, aranan kişinin sağ ele geçirilmesi için çok büyük bir çaba harcardık. İntifada’dan sonra ise bu harekât tarzı sona erdi. Öldürmek için fırsat kolladığımız açıktı.”

Ronen Bergman tarafından yazılıp İlhami Erdem tarafından Türkçeye çevrilen Kalk ve Önce Sen Öldür: İsrail Suikastlarının Gizli Tarihi kitabını indirimli fiyat ve avantajlı kargo seçeneğiyle satın almak için tıklayın.

MOSSAD Suikastlarının Gizli Tarihi: Kalk ve Önce Sen Öldür

MOSSAD, Askeri Amaçlı Dron (İHA) Kullanımına 1970’lerde Başladı

 

 

Kapat