Kafka Oteli’ni Neden Okumalı? (5)

Şehir, Baston, Sinema.

“Gündelik hayatın sıradanlığına bir övgü, kumar, dünya tarihi ve yaşamak hakkında bir kitap…

Bir nevi “kendin olma rehberi.”” (*)

 

 

 

 

Kafka Oteli romanı, başkent Ankara’da geçer. Seğmenler Parkı, Milli Kütüphane, Ulus, eski meclisin önü, Hal, Anafartalar... K.’nın eski bir Roma yerleşkesi olan bu şehirle gönül bağı güçlüdür. “Şehir çoğu insan için ne ifade ediyor bilmiyorum ama ben bir annenin değil, bir şehrin çocuğuyum.” “Şehir kelimesi “işhar”dan gelir, bu, işaret edilen şey anlamındadır. Fakat kimse işaret edilen bu şeyi göremez. O bilinemez, evet, şehir bilinemez.”

 

Kafka Oteli’nde, Bastonlu Adam’ın “bastonu” sakatlığını imlemekten çok, güç ve otoritenin simgesi gibidir. Kafka’nın “Dönüşüm” romanında böceğe dönüşmüş oğlunu, bastonu ve gazetesiyle kovalayan, bastonuyla yönlendiren, kapıyı da onun üstüne, bastonu yardımıyla iten babayı hatırlamamak olmaz.

 

Kafka’nın 1919’da sinemada âşık olduğu ikinci kadın Julie Wohryzek’tir. Kafka Oteli’nde K. ve eski eşi M. birlikte sinemaya gidip bir film izler. K. ilişkilerin başlangıç evrelerinde insanların sık sık sinemaya gittiklerinden söz eder ve sinema perdesindeki değişen ışıkla sevdiği kadının ne kadar eşsiz olduğunu ama onu kaybettiğini düşünür.  

 

(*) İlhan Deliktaş’ın Gazete Duvar’da yayımlanan röportajından.

 

İlhan Deliktaş’ın “Kafka Oteli” kitabını indirimli fiyat ve avantajlı kargo seçeneği ile hemen satın almak için tıklayın.

 

 

 

Kapat