Hayaller Ne İşe Yarar?

Anooshirvan Miandji'nin kaleme aldığı “Bir Çınar Bir Çocuk” üzerinden felsefi bir yolculuğa çıkıyoruz. Kimi zaman masalsı, kimi zaman felsefi yanıtlarla; bazen geçmişte saklı bir anıya, bazen hayalini kurduğumuz uzak bir geleceğe dokunuyor, kitabın satır aralarında usulca upuzun yolculuklara çıkıyoruz.
İnsan, hayallerinin toplamı olabilir mi? Bir çocuğun merakla bakan gözleriyle, her şeyin büyüleyici bir bilinmez olduğu dünyaya dokunmak ve o hayal gücünün, bin yıllık bir çınar ağacının sessiz bilgeliğiyle buluştuğu anda hayat bambaşka bir anlam kazanır. On yaşındaki bir çocukla, kökleri tarihin derinliklerine uzanan bir çınar ağacının dostluğu, sadece bir hikâye değil; insan olmanın anlamına, sevginin doğasına, bilginin izine ve ahlaki sorumluluklarımıza dair zamansız bir diyalog.
“Hikâyeleştirmek. Hikâyeler Olmasaydı, İnsan Acılara Dayanamazdı”
“En büyük yetenek nedir?” sorusunun cevabı olarak kitapta geçen bu cümle, aslında tüm anlatının özeti gibi. Hikâyeler, insanın hayatta kalma biçimidir. Sadece bilgi taşımazlar, umut taşırlar. Hayaller de aynı işlevi görür. Hayal kurmak, bazen geleceği önceden yaşamak değil midir? Acının içinde anlam bulmak, karanlıkta bir ışık aramak... Ve her çocuk, kendi evreninin filozofudur; yeter ki sorularını ciddiye alacak bir çınarla karşılaşsın.
Soru Sorarken Kuçuradi ve Socrates ile, Hayal Kurarken Jung ile Teyit Ediyoruz
Filozof İoanna Kuçuradi'ye göre soru sormak, felsefenin temelidir. Felsefe, insanlığın temel meselelerine cevap bulmak amacıyla soru sorma ve sorgulama yöntemini kullanır. Kuçuradi, felsefenin insanın gerçek kimliğine, özüne ulaşma çabası olduğunu vurgular. Kitaptan bir alıntı Kuçuradi’nin yaklaşımına bir yanıt gibi: Bir çocuk bir gün kocaman bir çınarın yanına gitti, elinde bir defter vardı. Çınarın altına oturdu. Elindeki küçük defterine bakarak kendi kendine sordu: “Her şey merakla başlar diyorlar ama nereden başlamalıyım?” Çınar yukarıdan seslendi: “Soru sorarak. Çünkü sorular cevaplardan daha değerlidir.” Soru sormak, düşüncenin ilk adımıdır. Sorgulamak ise bir yaşam biçimi. Kitap, çocuğun soruları üzerinden bizi büyük filozofların alanına davet ediyor. Sokrates’in “Sorgulanmamış hayat, yaşanmaya değmez” sözü bu anlatının iç seslerinden biri gibi. Çocuk her soruda büyüyor, her cevapta yeni bir soru buluyor.
Hayaller, Kendimize Dönüş Yolculuğudur
Carl Gustav Jung’un psikolojiye kazandırdığı en temel kavramlardan biri, bilinçdışının bireyin içsel dünyasında oynadığı hayati roldür. Jung’a göre hayaller sadece çocukların oyuncağı değildir. Bilinçdışımızın dile gelişi, ruhumuzun pusulasıdır. Yani bireyleşme sürecinin temel araçlarından biridir. Rüyalar, düşler ve hayaller, bilinçdışının diliyle konuşur; bu dili anlamak ise insanın kendi özüne yaklaşmasının kapısını aralar. “Bir Çınar Bir Çocuk”, bu anlamda bireyin kendini tanıma sürecine bir davetiye misyonu da üstleniyor. Hayal kuran çocuk, aslında kim olduğunu sorgulayan yetişkinin ta kendisidir. Ya da tam tersi! “Ben kimim?” sorusunun yanıtına hızla yaklaşan bir çocuk.
“Bir Çınar Bir Çocuk”, özellikle felsefe ile çocukları buluşturmak isteyen ebeveynler ve öğretmenler için de eşsiz bir araç. Çocuklar soruyor, yetişkinler yeniden öğreniyor. Doğa ile dostluk kurmayı, ahlakın vicdandan başladığını, bilginin yalnızca ezber değil, içsel bir keşif olduğunu...
“Screenager” Çocuklara Müjde!
Günümüzde çocuklar, “screenager” olarak adlandırılıyor. Ekranlarla büyüyen, dijital dünyada kaybolan bir kuşağın adı bu. Parmakları ekrana, gözleri mavi ışığa alışmış; ama kalpleri doğanın, sessizliğin, gerçek bir dostluğun özlemini duyuyor. Sürekli uyarılan zihnin içinde, dinginleşecek bir alan arıyorlar farkında olmadan. İşte Bir Çınar Bir Çocuk, tam da bu ihtiyaca bir cevap gibi geliyor. Çünkü bu kitap, ekranların yerine gökyüzünü, sanal dünyaların yerine koruyan kollayan bir çınarın gölgesini koyuyor. Sadece çocuklara değil, içindeki çocuğu unutan yetişkinlere de... Çünkü insanın en büyük kayıplarından biri, hayal kurma yetisini yitirmesidir.
Bir Çınar Bir Çocuk, hayalleri yeniden kıymetli kılan, soru sormaya cesaret veren ve hikâyenin iyileştirici gücünü hatırlatan bir kitap. İşte bu bağlamda, sadece bir çocuk kitabı değil; hayal kurmanın, soru sormanın ve içsel yolculuğun simgesel bir anlatımı. Sanırız hepimiz bu yolculuğa çıkmaya dünden hazırdık.
Düşünmeye meraklı çocuklara, onlara rehberlik eden ebeveynlere ve yaşamın anlamını sorgulayan herkese hitap eden Bir Çınar Bir Çocuk; doğa ile dostluk, merakla bilgelik arasında kurulan eşsiz bir köprü. Üstelik bu köprü, hem çocuklara hem yetişkinlere yeniden hayal kurma cesareti veriyor.
Yazan: Değer Tuncel
Anooshirvan Miandji'nin Bir Çınar Bir Çocuk kitabını indirimli satın almak için tıklayın.