Çocuklar için Daha Özgür Bir Dünya Mümkün!

1953 yılında Polonyalı sosyal psikolog Solomon Asch yürüttüğü deneyde deneklere farklı uzunlukta üç çizgi gösterilir. Sonra deneklere bir başka çizgi gösterilerek bunun ilk üç çizgiden hangisine benzediği sorulur. Deneklerin %32’si yanlış olduğunu bilmesine rağmen çoğunluğun verdiği yanlış cevabı verir. Deneyden sonra bilerek yanlış cevap veren denekler herkesten farklı bir cevap vermekten çekindiklerini söylerler. 

Bu deney insanların düşünme şeklinin toplum tarafından nasıl biçimlendirildiğini, yönlendirildiğini ve kısıtlandığını gösteriyor. Bugünün eğitim sisteminde de çocuklardan üç-dört şık arasından seçim yapmaları bekleniyor. Çocuklar onlara sunulan şıklar dışında bir cevabın daha olup olamayacağını düşünmüyor bile. Sadece bakış açılarını bu şıklarla sınırlandırıp doğru seçeneği bulmaya çalışıyorlar. Çocukların özgür ve eleştirel düşünmeleri, yaratıcılıkları ve hayal güçleri testlerle kısıtlanıyor. Bu yüzden öğrendikleri bilgileri günlük hayatta kullanmakta zorlanıyorlar.

Özgür düşünme ortamını hem ebeveynlerin hem de öğretmenlerin oluşturması çok önemli. Bunun için çocuklara özgür düşünmeyi destekleyici koşullar sunmak gerekiyor çünkü korkunun var olduğu yerde özgür düşünme yetisi devre dışı kalıyor.

Özgür düşünme ortamında büyümeyen çocuklar;

  • Sosyal ilişkilerinde başarısız oluyorlar,
  • Yaratıcı düşünemiyor, eleştiri yaparak kendi özgün fikirlerini oluşturamıyorlar,
  • İnsan davranışlarını anlamakta zorlanıyorlar,
  • Gündelik problemlerin çözümünde bile yetersiz kalıyorlar,
  • Fikirleri sorulduğunda kendilerini ifade etmekte zorlanıyorlar.

Çocukların çizilen sınırlar dışında düşünebilmesi, farklı bakış açılarına sahip olması, düşündüklerini herhangi bir kısıtlama olmadan dile getirebilmesi gerekiyor. Özgürce düşünebilmek için çocukların çeşitli durumları ya da olayları yorumlama, analiz etme, çıkarım yapma ve açıklama gibi aşamaları tamamlayabilmeleri gerekiyor. Bu aşamaları sağlıklı bir şekilde tamamlayabilmek için çocukların dünyalarının yetişkinler tarafından sınırlandırılmamasına ihtiyaçları var.

Özgür düşünme ortamını oluşturmak için;

  • Çocukların fikirlerini rahatça paylaşabileceği güven ilişkisi oluşturmak,
  • Çocuklar düşüncelerini paylaşırken onları teşvik etmek,
  • Kendilerini ifade ederken onların konuşmalarını bölmemek,
  • Düşünceleri ile ilgili onları yargılamamak, kınamamak, eleştirmemek,
  • Bilgiler arasındaki benzerlik ve farklılıklar üzerine konuşmak,
  • Problemlerin farklı çözüm yolları üzerine düşünmek, 
  • Çocuklara sorular sormak,
  • Sorulara cevap vermeleri için onlara zaman tanımak,
  • Kazandıkları becerileri farklı durumlarda kullanmalarını istemek gerekiyor.

Çocukların eleştirel ve özgür düşünebilmesi, toplumun sağlıklı bireylerden oluşması açısından çok önemli. Çocuklar 2-3 yaşlarında düşünmeye, sorgulamaya başlarken 4 yaşında haklı veya haksız davranışları karşılaştırır, basit problemleri çözmeye çalışırlar. Böylece özgür düşünmenin ilk basamağına geçiş yaparlar. 5 yaşlarında ise kalıp yargılar ile ilgili eleştirel düşünmeye başlarlar.

Çocukların özgür düşünmesini teşvik etmenin en etkili yöntemlerden birisi de onlardan hikâye oluşturmalarını istemektir. Bu sayede çocuk sınırları kaldırabiliyor, yaratıcılığını ve hayal gücünü kullanabiliyor. Çocuklara görseller göstererek diyalog yazmalarını, karakterler arasında ilişki kurmalarını, onların duyguları üzerine konuşmalarını sağlamak çocukların çok boyutlu düşünmesine katkıda bulunuyor. Çocukların özgür düşünebilmesini sağlamak için düşünceyi görünür hâle getirmek önemli. Çocuklar sorulara cevap vererek, çizerek, rol yaparak, inşa ederek, problem çözerek ve kavramlar üzerine konuşarak düşünceyi rahatlıkla somutlaştırabiliyorlar. Özgür düşünme becerisi desteklenmediğinde ise çocuklarda bu becerinin yok olmaya başladığı görülüyor.  

Sözsüz resimli kitap türünde çocuklar hikâyeyi kendileri oluşturuyorlar. Bu sayede çocukların yorum yapabilme ve anlama becerileri gelişiyor. Sözsüz kitaplar, okuma bilen yetişkinleri ve henüz okuma bilmeyen çocukları eşit bir konuma koyuyor. Çünkü metin olmayan bu kitap türünde sadece görselliğin beslediği hayal gücünüz var. 

Sözsüz kitabın en güzel örneklerinden Evvel Zaman İçinde Bir Kar Fırtınasında kitabı çocuğunuzla özgür düşünerek keyifli zaman geçirebileceğiniz bir kitap. Kitapta karlı dağlarla çevrili bir ormanda yaşayan sevimli bir çocuk ve babasının kalpleri ısıtan görselleri var. Çizer, kitabı ebeveyn ve çocukların hayal gücüne, onların yaratıcılıklarına bırakıyor. 

Çocuğunuz Evvel Zaman İçinde Bir Kar Fırtınasında kitabıyla büyülü bir dostluk macerasında yol alırken kış gecelerinizi sımsıcak yapacak bir baba-oğul öyküsünü birlikte yazacaksınız. Çocuğunuzun hikâye anlatımına dahil olması, onun için özgürleştirici bir aktivite olacak.

Richard Johnson'ın “Evvel Zaman İçinde Bir Kar Fırtınasında” kitabını indirimli fiyat ve avantajlı kargo seçeneği ile hemen satın almak için tıklayın.

 

 

 

 

Kapat