“Büyük Romancının (Tanrı) Hoşuma Giden Tarafı Yan Karakterlere Gösterdiği Özendir”

Arjantinli yazar Jorge Fernández Díaz, ünlü romanı Annem’de İspanya’dan Arjantin’e göçen ve hayatını yeni ülkesinde kurmaya çalışan bir kadını, kendi annesini anlatıyor. Düşlerle gerçeklerin, dinmeyen özlemle sonsuz bir mücadelenin birbirine geçtiği geçen gerçek bir hayatın hikâyesi Annem

Annem hayat kadar basit ve güçlü. Ama hayat bu kadar iyi yazılmamış.” José Pablo Feinmann

Arjantin’de haftalarca satış listelerinin tepesinde kalan romanı Annemin gerçek hayatla ilişkisini şöyle anlatıyor Jorge Fernández Díaz: “Gerçek hayat, tıpkı ucuz romanlarda olduğu gibi, bel altı vuruşlarla ve klişelerle doludur. Tevazu sahibi hiçbir ciddi romancının, hiçbir kurgu işçisinin, benim anlatmakta olduğum şeyleri anlatmayacağını biliyorum. Babaannem Valentina, gerçek hayata tehlikeli bir şekilde benzedikleri için pembe dizileri çok severdi -tek fark, mutlu sonların gerçek hayatta nadir görülmesiydi. Saf gerçeği değil, annemin psikiyatristine anlattığı, bir miktar çarpıtılmış gerçeği, defterime not edebildiğim monologları, ailemin sözlü geleneğini ve çocukluğumun mutlu anılarını anlatıyorum -hakikatin kırık parçalarını; gazetecilere özgü bir şekilde yeniden kurgulanmış bir hayatı; romansı olaylardan ve muğlak duygulardan süzülüp gelen bölük pörçük hatıraları; kırık dökük ve onarılmış şeylerin gerçek hikâyesini.”

Acı, yoksulluk ve güçlükler içinde mutluluğu arayan insanları okurken Jorge Fernández Díaz’ın satırları içinizi ısıtacak: “Mutluluk işte böyle bir şeydir: Aniden gelip çatlaklardan sızan, ortalığı ışığa, güzel kokulara, kahkahaya ve temiz havaya boğan bir şaşkınlık ânıdır.”

Yazarın 2002’de Asturias’lı annesiyle yaptığı elli saatlik röportaj üzerine kurguladığı Annem yalnızca bir kadının yaşamını anlatmıyor; Annem göçenleri ve kalanlarıyla birlikte Asturias’lı büyük bir ailenin romanı. Jorge Fernández Díaz, kitaptaki diğer karakterlere verdiği önemi G.K. Chesterton’dan bir alıntıyla vurguluyor: “Büyük Romancının, yani Tanrı’nın hoşuma giden tarafı yan karakterlere gösterdiği özendir.”

Bioy Casares’in “İnsanın kendisiyle barışık olması için doğruyu söylemesi gerekir. Öte yandan yakınlarıyla barışık olmak istiyorsa yalan söylemelidir” sözüne göndermede bulunan Jorge Fernández Díaz, Annem’in her sayfasında kendisiyle barışık olmaya özen göstererek gerçeklikten hiç ayrılmıyor. Romandaki açık sözlülüğü nedeniyle aile bireylerinden çekinse de sonrasında herkesin kendi bildiğini yaparak romanını yayımlıyor.

Annem romanı için “Fernández Díaz mütevazı görünen ama mucizevi sayfalardan oluşan bir metin yaratmış” diyen Marcos Aguinis’in neden böyle dediğini anlamak için Fernández Díaz’ın şu satırlarına bakmak yeterli: “Nehirler hayat gibidir. Bazen kendini akıntıya bırakmak, sadece suyun yüzünde kalmak gerekir. İleride bir dönemeç, tutunacak bir kaya veya bir dal mutlaka olacaktır. Nehirler bilgedir, aptal olan insanlardır.”

Jorge Fernández Díaz’ın yazıp İdil Dündar’ın çevirdiği Annem romanını indirimli fiyat ve avantajlı kargo seçeneğiyle satın almak için tıklayın.

Kapat