Bütün Kadınlar Kahramandır

“Yüksek sesle konuşan erkek, cesaretli, güçlü ve özgür bir birey olarak saygı görür. Konuşan kadınsa utanması gereken bir deli olarak nitelendirilir. İşte ben, kendini ifade etmeye cesaret eden “isterik” ve “utanç verici” bu kadınlardan biriyim. FEMEN hareketiyle düzenlenen eylemlerde, yazdığımız metinlerde ve yaptığımız konuşmalarda, bazıları tarafından isterik, bazıları tarafından agresif olarak nitelendirildik, çok kereler saldırıya uğradık ve hapse girdik. Fakat toplumu korkutan çıplak memelerimiz veya saçlarımıza taktığımız çiçekler değil. Toplumda korku yaratan, bedenimizi bir ifade aracı olarak kullanmamız. Sessiz ve görünmez olmadığımız için dört bir yandan hücuma uğruyoruz. Kendimi ifade ettiğim ve bedenimin her bir parçasını konuşturduğum için şiddetin en acımasız şekilleriyle yüz yüze geldim. Maruz kaldığım şiddet bana şiddete başvurmamanın en etkili silah olduğunu, sevginin daima nefrete galip geldiğini ve mizahın bıçaktan keskin olduğunu öğretti.”

FEMEN lideri Inna Shevchenko, kendi yaşamından kesitler içeren Bütün Kadınlar Kahramandır kitabında Ukrayna’daki çocukluğundan başlayıp tüm dünyaya açılan kadın hakları mücadelesini anlatıyor:

“Anneannem, altın yaldızlı giysileri içindeki rahibin önünde alnını yere koymuş dualar mırıldanırken pek savunmasız görünüyordu. O adam bir Tanrı mıydı? Bu insanlar niçin başka bir insanın önünde kendilerini küçük düşürüyorlardı? Anneannemi mutlu edeceğini düşünerek onun gibi yere eğildim fakat kendimi çok kötü hissettim. Alnım yerde olsa da gözlerim olup bitenleri görebilmek için fıldır fıldırdı. Rahip duasını gitgide daha yüksek sesle okumaya başladı ve aniden ayakkabılarını çıkararak ayaklarını bize yaklaştırdı. Korkunç bir tecrübeydi ve sonrasında yaşananlar daha da beter ve olağanüstü aşağılayıcıydı. Anneannem ve diğerlerinin, kendini gerçekten de Tanrı olarak gören rahibin ayaklarını öptüklerini gördüm. İşte o yaz, o pazar gününde, Doğu Ukrayna’nın o küçücük köyünde yüreğime acı bir keder saplandı. Daha sonra dini metinleri okudum. Törenleri ve duaları analiz ettim. Tanrıların tarihini ve kadınların tarihini inceledim. İşte bu şekilde ateist oldum.”

Dini metinlerdeki erkeklerin, kadınların bedenleri üzerinde hak sahibi oldukları iddiasına karşı feminizmin kadınların doğuştan kendi bedenlerinin sahibi olduğunu varsaydığını belirten Inna Shevchenko, “Kadın bedeni bir savaş meydanı ve savaşmamız gereken alan da işte bu meydan” diyerek mücadelesini anlatıyor:

“Hâlâ, kadın bedeninin doğası gereği cinsellik içerdiği ve güçsüz olduğu, suçluluk, kirlilik ve günahlarla dolu olduğu öğretiliyor. Kadın bedeni boyun eğmeli, sessiz kalmalı ve kullanılmaya daima hazır olmalı. Misyonu tatmin etmek, görevi de yeni nesiller taşımaktır. Kadın, kendi bedeninin meşru sahibi değil. Doğduğum, üçüncü dünya ülkelerindeki yoksulluğa sahip Ukrayna’da olsun, kendi ülkemden kaçıp yaşamaya geldiğim eşitlik cumhuriyeti ve feminizmin anavatanı Fransa olsun, nerede olursak olalım, kadın bedeni çok sayıda dogmaya ve ataerkil kurumların bakışıyla belirlenmiş aşağılamaya konu oluyor.”

Shevchenko, kitabında çok sayıda kadın kahramana da yer veriyor: Pontoise’daki Müslüman Kadın Fuarı’nda köktendinci imamların önünde, “Hiç kimse bana egemen olamaz, kimsenin malı değilim, ben kendi kendimin peygamberiyim!” diye bağıran Meriam Abidi, 2017’de Berlin’de İbn-i Rüşd-Goethe Camisi’ni açan Seyran Ateş, Stockholm'deki Mısır Büyükelçiliği binasının önünde, göğsünde, “Şeriat bir anayasa değildir” sloganıyla Mısır bayrağını havaya kaldıran Aliaa Magda Elmahdy ve diğerleri. 

Bilimde, sanatta, siyasette başarılı olan çok sayıda kadından örnekler veren Inna Shevchenko, kadınların erkeklerden daha akılsız ve yeteneksiz olduğunun tekrarlanmasının kadınların zekâsını eksiltmediğini ancak onların kendilerine olan güvenlerini etkilediğini vurguluyor:

Cornell Üniversitesi, dünya üzerindeki tüm erkeklerin yeteneklerini ve performanslarını abartmaya eğilimli olduklarını, kadınlarınsa, başarıları erkeklerinkinden aşağı kalmasa da, her iki özelliklerini de küçümsediklerini ortaya koyan bir inceleme yaptı. 13 farklı ülkede 10.000’den fazla kadın ve kız üzerinde yapılan anketlerde, 5 kadından 4’ü kendilerine güvenmediklerini ve bedenlerinden memnun olmadıklarını söylediler.”

Bütün Kadınlar Kahramandır’a her şeyden vazgeçmeye hazır olduğu bir günü anlatarak başlayan Inna Shevchenko, “Kadınlar, yeni bir dünya inşa edelim ve iktidarı elimize geçirelim!” dedikten sonra kitabını şöyle bitiriyor:

“Bir gün her şeyden vazgeçmek isteseniz de, bilin ki bunu asla beceremeyeceksiniz. Siz vazgeçemezsiniz çünkü siz bir kadın ve bir kahramansınız.”

Bütün Kadınlar Kahramandır, kahraman olduğunu bilen veya henüz fark etmemiş bütün kadınların okuması gereken bir kitap.

Inna Shevchenko’nun yazdığı Bütün Kadınlar Kahramandır kitabını indirimli fiyat ve avantajlı kargo seçeneğiyle satın almak için tıklayın.

 

 

 

 

Kapat