Balinanın Hikâyesi

Edebiyatın, belirsizi netleştirmek (kültürel, coğrafi, tarihi ve duygusal açıdan), uzak olanı yakınlaştırmak gibi bir yetisi vardır. Bizi kelimeler aracılığıyla unuttuğumuz ya da var olduğunu bile bilmediğimiz dünyalarla bağ kurmaya davet eder. Bir de kim olduğumuz, nerede olduğumuz üzerine daha detaylı düşünmeye çağırır bizi. Sıklıkla da burası, tam da en güçlü olduğu alandır; bize başından beri önümüzde duran ancak nerede olduğumuza, nereden baktığımıza bağlı olarak göremediğimiz bir dünyayı gösterir.

Swann’la Padmacandra’nın Balinanın Hikâyesi’nde, “Yerin göğe ve göğün denize değdiği yerde” küçük bir çocuk, oradan geçen bir balina tarafından, denizlerin ve okyanusların gizli hazinelerini keşfetmek üzere bir yolculuğa davet edilir. Bu hazinelerin ne olduğu, onları nasıl hayal ettiğimiz hikâyenin ana mesajı olabilir. Bu bir yolculuk hikâyesi, akıp giden kafiyelerle, harika çizimlerle ve şiirsel bir anlatıyla kurgulanmış bir resimli kitap.

Görselliğiyle, kafiyeli anlatımıyla, mesajlarıyla tam bir şölen olan Balinanın Hikâyesi’nin kapağında dişsiz bir balinanın (dişlerin yerinde duran beyaz kıl köklerine dikkat edin) sırtındaki çocuğu görüyoruz, arka kapaktaysa bir kutup ayısıyla yavrusu, tehlikeli bir şekilde ufak görünen bir buz kütlesinin üzerinde, tek başlarına duruyorlar…

Ardından iç kapağa geçiyoruz. Burada durmak istiyorum çünkü bu sayfalar bize bir resimli kitaptaki detayların ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Bu sayfada diğer sayfaya doğru uçan yalnız bir martı görüyoruz. Bu kuş, anlatı boyunca okurun rehberi; hikâye boyunca ilerlerken onu bulun, hikâyedeki küçük çocuktan daha anlamlı bir görevi var. Bunun “neden”i üzerine de hikâyenin sonunda düşünüyoruz.

İthafları ve telif bilgilerini içeren künye sayfaları, herhangi bir resimli kitapta gördüğüm en yaratıcı sayfalardan. Sol kenarda kasabadan manzaralar var, arka planda binalar görülüyor. Bazıları boş ve karanlık, çok azında ışık yanıyor. Yerel ürünler satması muhtemel olan büyük bir dükkân ön kısımda görülüyor, dışındaysa bir çöp kamyonuna çöp dökülüyor.

Sağ tarafta deniz fenerine doğru kıvrımlı yolda koşan çocuğu görüyoruz. Aşağısında insanlar kumsalda oynuyor; kumsaldaki tuhaf, beyaz noktalar da ne? Boş verin, çocuğun yolculuğu ve sıra dışı, tebeşir beyazı uçurum kenarı daha çok ilgimizi çekiyor. Bir şeyi anımsatıyor sanki? Bu kumlu yüzeyde hangi canlı görünüyor acaba? Bu, hikâyeye devam etmeden önce, manzaraya, başka gizli mesajlar var mı diye ikinci kez bakmamız için illüstratörün çağrısı olabilir mi?

Anlatının ilk sayfasında iki ana kahramanımız tanışıyor. Çocuk neşeyle izlerken balinanın “cıvıl cıvıl ezgisi” baloncuklar eşliğinde duyuluyor. Rehberimiz martı da burada, denizden açık ufuklara doğru yüzüyor. Balina neden geldi, çocuğu neyi görmeye götürmek istiyor? Devamında balinanın yüzünde kaygılı bir ifade var; çocuğun hayır demesinden mi endişeleniyor? Yoksa aklında başka şeyler mi var?

Bu soruların yanıtı ne olursa olsun, çocuk balinanın sırtına atlıyor, bakanlara el sallıyor ve ikisi “oyuncak bir at gibi salınan dalgaları” aşıyor (Bu kısımda nefis bir martı üçlüsü dalgaların üzerinden süzülüyor). Balina artık daha rahat görünüyor; hilal şeklindeki ay aklıma Vahşi Şeyler Ülkesinde (Where The Wild Things Are) kitabındaki Max’in gördüğü ayları anımsattı. Belki bu da bir rüya yolculuğudur.

Ufukta güneş parlarken yolculuk şimdilik neşe dolu. Balinanın çocukla ve çocuğun balinayla sağladığı uyum gittikçe güçlenirken yinelenen ifadeler sayfalarda dans ediyor.

Okyanusun yüzeyinden dibine doğru yüzüyor ve bir batık gemi keşfediyoruz: Acaba içinde nasıl hazineler var? Altınlar mı? Belki kayıp bir hazine haritası? Çocukla balinaya kendimizi öyle kaptırmışız ki ilk bakışta denizin dibinde çok daha kötü şeyler olduğunu göremiyoruz. Sol arkada ne görüyorsunuz?

Sayfayı çevirdiğimizde bizi rengârenk şakayıklar, deniz çayırları, denizyıldızları ve yengeçler karşılıyor. Bana kalırsa bunlar asıl hazine ama genç kahramanımıza göre burada, “Yok ki hazine!” Bir sandık var ama içinden altın değil başka şeyler taşıyor…

Bu, boş verip geçen çocuğu pek kaygılandırmıyor. Balina da ona ayak uydurarak omuz silkiyor… Aşağıdaki “hazine”ye üzgünce bakıyor ama derdini anlatamıyor. Çocuğun gerçekten bakıp görmesini nasıl sağlayabilir? Buradaki çöpler künye sayfasında gördüklerimiz olabilir mi?

Şimdilik burayı böyle bırakan balina yoluna devam ediyor, yeni manzaralar, kum tepeleri, dağlar, rengârenk örtüler ve su altında bir yol; çocuğun neşesini yeniden yerine getiren “capcanlı, ışık saçan bir ülke”. Birlikte zıplayıp uçuyorlar, gökyüzünde, buz gibi sularda geziniyorlar, ta ki balinanın karnı acıkana dek. Kril, alg ve planktonların yanı sıra ufak balıklardan oluşan bir menü doymasına yeter…

Ama o da ne? Balina “okyanusun yarısını” oluşturan plastikleri ve ağları yutarken hem martı hem çocuk (hem de okur!) dehşet içinde izliyor. Balina bunun böyle olacağını biliyor muydu? Çocuk sonunda bu yolculuğun asıl nedenini görebilsin diye yaptığı bir fedakârlık mıydı bu?

Ben balinaya baktım

ve balina baktı bana.

O zaman anladım beni

neleri görmem için

getirdiğini.

 

Balina koca, gri gövdesiyle tüm bu karmaşayı yutuyor, bu yolculuğun ikili anlamını kavrarken çocuk, sonunda balinayla göz göze geliyor: Burası gerçekten güzel, korumaya, bakıma değer ama aynı zamanda karanlık bir sırrı da var buranın. Balinanın gözkapağında bir damla yaş görünüyor. Acı çektiği için mi ağlıyor yoksa okyanusun tüm bu güzelliklerinin yanı sıra yüzleşilmesi gereken bir gerçeği de açıklamak zorunda kaldığı için mi?

Bir zamanlar genç kahramanımızı taşıyan okyanusun romantik görüntüsü yağan yağmurla siliniyor. Balinanın yuttuğu “okyanus çorbası”nda balıklardan, bitkilerden daha farklı, yeni bir şey var: plastikler.

Eski bir su şişesi, diş fırçası, pipet,

bir cips paketi, balık ağları, bir düzine poşet

Yolculuk bitti, artık üzgün bir şekilde eve dönme zamanı. Çocuğun okyanuslarla, denizlerle ilgili fikri değişti. Çocuğun gözüne bir sürü şey çarpıyor artık; tabii okurun da. Birlikte “başı dertte bir deniz kaplumbağası, acı içinde bir martı, boyun sıkan bir halka ve bir yığın alışveriş poşeti” görüyoruz. Okyanus çorbası hiç de düşündüğümüz kadar temiz ve leziz değil.

Kıyıya yaklaşırken, sudaki öbek öbek beyazlıklar parlayan balıklar mı yoksa plastik atıklar mı emin değiliz. Her ne olursa olsun, çocuğun okyanuslara bakışı sonsuza dek değişti. Sevdiği, sorunlarını artık bildiği okyanusa sırtını mı dönecek yoksa farklı bir şey mi yapacak?

Çocuklar hızla harekete geçerler; çoğu içten içe doğal dünyayı korumak eğilimindedir, böylece çocuk balinaya bu bilgileri paylaşıp harekete geçeceğine söz veriyor. Balinanın Hikâyesi suçluluk içinde üzülmenin hikâyesi değil, değişimi başlatmak için bir davetiye.

Hem martı hem de çocuk hikâyelerini paylaşıyor, böyle yaparak hem önceki sayfalarda kumsalda oynayan aynı insanlara hem de okura hitap ediyorlar. Zekice, güçlü bir hamle.

Kapanışta, her birimizi bir şeyleri değiştirmeye, “kirliliğe dur demeye” davet eden güçlü bir resim mevcut. Kendinizi kötü hissetmeniz için değil, harekete geçmeniz için bu hikâye. Artık ipleri elimize almamızın, elimizdeki hazinenin –doğanın– korumasını ve devamlılığını sağlayacak değişimin başını çekmemizin zamanı geldi.

Resimli kitaplar, okuru daha yakından bakmaya davet etmenin harika bir yolu, bu yöntem Balinanın Hikâyesi’nin ikili mesajına da uyuyor. Evet, doğal dünya çok güzel ama öyle kalacaksa her birimizin çevreci olması, harekete geçmesi gerekiyor. Deniz kenarında yaşamıyor olmanız, yaşadığınız çevreyi temizleyip koruyamayacağınız anlamına gelmiyor. Doğada her şey birbirine bağlıdır.

Balinanın Hikâyesi yalnızca çevreyle ilgili değil, aynı zamanda bağ kurmakla, bu gezegendeki yerimizin farkına varmamızla, değişimi sağlayabilmek için bir duruş sergilemekle ilgili. “Problemimiz balina gibi devasa, herhangi bir şeyi değiştirmemizin yolu yok” demek yerine sizi, bir şeylere yakından bakacak, onları fark edecek ve değiştirecek kişinin siz olduğunuzu düşünmeye davet ediyor. Tam bir yolculuk hikâyesi.

* Bu yazı Mat Tobin'in blog sayfasından alınmıştır:   (https://mattobin.blogspot.com/) 

Karen Swann’ın yazıp Padmacandra’nın resimlediği Balinanın Hikâyesi’ni indirimli fiyat ve avantajlı kargo seçeneğiyle satın almak için tıklayın.

 

Kapat