Kadın Hakları Mücadelesiyle İlgilenen Herkesin Okuması Gereken 9 Kitap

Bilgi Yayınevi olarak yayımladığımız kitapların içinden kadın hakları mücadelesiyle ilgili mutlaka okunması gereken 9 kitabı seçtik. Bu kitapların hangilerini okudunuz?

Kendine Ait Bir Oda: “İsterseniz kütüphanelerinizi kilitleyin; ancak aklımın özgürlüğüne hiçbir kapı, hiçbir kilit, hiçbir sürgü engel olamaz.”  Virginia Woolf’un erkek egemen dünyaya karşı çıkan başyapıtı Kendine Ait Bir Oda, bugün bile ataerkil zihniyete meydan okuyan bir manifesto olarak güncelliğini koruyor. Woolf'un iki üniversitede yaptığı konuşmaların derlemesi olan bu eser, dünün kadınlarının bugünün kadınlarına bir armağanı...

Kadın hakları mücadelesinin başyapıtlarından birisi olarak kabul edilen Kendine Ait Bir Oda’yı satın almak için tıklayın.

 

 

 

 

 

 Bütün Kadınlar Kahramandır: "Bu kitap, tüm kadınlara bir çağrı. Hayatlarımıza dayatılan kuralları sorgulamak ve bu kuralları delmek, üzerimize yansıtılan ataerkil bakış açısını reddetmek için yapılan bir çağrı. Her genç kızı ve her kadını, kurbana dönüşmeyi reddetmeye ve içlerinde uyuyan kahramanı keşfetmeye çağırıyorum." Kitaba her şeyden vazgeçmeye hazır olduğu bir günü anlatarak başlayan Inna Shevchenko, “Kadınlar, yeni bir dünya inşa edelim ve iktidarı elimize geçirelim!” dedikten sonra kitabını şöyle bitiriyor: “Bir gün her şeyden vazgeçmek isteseniz de, bilin ki bunu asla beceremeyeceksiniz. Siz vazgeçemezsiniz çünkü siz bir kadın ve bir kahramansınız.”

Bütün Kadınlar Kahramandır, kahraman olduğunu bilen veya henüz fark etmemiş bütün kadınların okuması gereken bir kitap.

FEMEN lideri Inna Shevchenko’nun yazdığı Bütün Kadınlar Kahramandır kitabını satın almak için tıklayın.

 

 

 

 Kadın Dedi ki: 2017’de Hollywood’un ünlü yapımcılarından Harvey Wenstein’le ilgili taciz iddialarını araştırmaya başlayan New York Times muhabirleri Jodi Kantor ve Megan Twohey 5 Ekim 2017’de ilk haberlerini yayımladıktan sonra beklemedikleri bir gelişme oldu. ABD’li oyuncu Alyssa Milano, Weinstein’le ilgili iddiaların ardından bir tweet atarak tacize uğrayan kadınların Ben de (Me too) yazarak tweetini yanıtlamaya ve tacizcilerini ifşa etmeye davet etti. Bu davet, sessizliği seçen binlerce kadına cesaret verdi ve kadınlar üzerlerine örülen korku duvarını yerle bir ederek uğradıkları tacizleri anlatmaya başladılar. Dayanışma içinde çığ gibi büyüyen kadın hareketi tacizcilerin hiç beklemedikleri bir şeye neden oldu. Kadınların anlattığı sahneler pek çok açıdan benzerlik içeriyordu ve tacizcilerin sistematik biçimde hareket ettiklerini gösteriyordu. Bugüne kadar “yanlış anlaşılırım, işimi kaybederim, ailemi zor duruma sokarım” gibi endişelerle susmayı tercih eden kadınların sessizliğini kullanan tacizciler bunu bir alışkanlık haline getirmişlerdi.

Yaptıkları cinsel taciz haberleriyle 2018 yılında Pulitzer Ödülü kazanan Jodi Kantor ve Megan Twohey’in yazdığı kitap şu cümleyle bitiriyor: “Bu sadece başlangıç.” Kadın dayanışmasının gücünü görmek için Harvey Weinsten’le birlikte Donald Trump ve Brett Kavanaugh dosyalarını da içeren bu büyük gazetecilik hikâyesini mutlaka okumalısınız.

Jodi Kantor ve Megan Twohey tarafından yazılan Kadın Dedi ki kitabını indirimli fiyat ve avantajlı kargo seçeneğiyle satın almak için tıklayın

 


Frida: Time’dan R. Z. Sheppard kitap için, “Frida, radikal sanatın, romantik politikanın, tuhaf aşkların ve fiziksel acının, insanın aklına ‘Neden bunları daha önce anlatan olmadı?’ sorusunu getiren büyüleyici bir öyküsüdür” diye yazmıştı. Sanat tarihçisi Hayden Herrera tarafından, detaylı biyografik araştırmalar sonucunda hazırlanan, Frida'nın mektupları ve resimlerinin de yer aldığı; tüm dünyada büyük ilgi gören; “Frida” filmi ile beyazperdeye de aktarılan bu kitap; Meksikalı ressam Frida Kahlo'nun efsanevi şöhretinin, acılarla dolu yaşamının bugüne kadar yazılmış en objektif öyküsüdür. Sanatla, devrimle, kadın haklarıyla ilgilenenlerin mutlaka okuması gereken çok önemli bir kitap Frida.

Meksikalı ünlü ressam Frida Kahlo'nun, beyazperdeye de aktarılan yaşamöyküsü Frida’yı satın almak için tıklayın.

 

 

 

 

Mekruh Kadınlar Mezarlığı: Doğanın üretmeye güdülenmiş sonsuzluğundan, zamanın taşımaktan bıkmadığı sabrından, yaşanan ânın algılanamayan sarmalından, dişiliğin yaşamı sürgit coşturan yaratıcılığından, erilliğin hem hoyrat hem incinir gücünden, gerçeğin masallaşmış kalıntılarından, utangaç, kuşkucu, küskün ve hızlı erir bir gölge gibi hayallerden ve bal tadındaki dilden, sağılarak, özeyerek Ayla Kutlu ustalığıyla oluşturuldu bu yedi öykü.

Ayla Kutlu'nun Mekruh Kadınlar Mezarlığı   romanını indirimli fiyat ve avantajlı kargo seçeneği ile hemen satın almak için tıklayın.

 

 

 

 

 

Kadın Destanı: “Binlerce yıl süren işkencenin hesabı kesilmeli. / İzler kalır bir kadında, derin izler: Eziklik ve ruhun kirletilmişliği / İsyan bu eski izlerden geçerek patlayacaktır.” Destanlarda kahramanlar hep erkektir. Kadınlar sadece anne, eş veya sevgili olarak yer alır. her şeyden önce bu anlayışı ters yüz eden bir kitap Kadın Destanı. Gılgamış Destanı’ndan el alarak yazdığı Kadın Destanı Ayla Kutlu'ya tarihsel bir sorumluluk yüklemiştir. O sorumlulukla bu topraklarda beş bin yıldan beri yaşananları kadının özgün diliyle anlatır. Kadın Destanı’nda Gılgamış Destanı’nın eril söylemine karşı geliştirdiği söylemle kadını gün ışığına çıkarır; yaşama sevincini (çok sevdiği) oyalar gibi okurun dünyasına işler.

Ayla Kutlu’nun Kadın Destanı kitabını satın almak için tıklayın.

 

 

 

 

 

Benazir: Otuz beş yaşında ülkesinin –Müslüman bir ülkenin– ilk kadın başbakanı oluyor. Suikastlara uğruyor. Hapiste, sürgünde yaşıyor. Ölümünden iki ay önce bitirdiği Doğu'nun Kızı adlı kitabında “Babamın öldüğü yaştayım” diyor, sürgünden ülkesine döndükten iki ay sonra, elli dört yaşında öldürülüyor. Direnç, inanç, vatan sevgisi… Zekâ, öngörü, sağduyu… Yaşar Seyman dürüstçe bakmış Benazir'e. Sevgisini de sitemini de esirgememiş yazarken. Dünyanın en önemli kadınlarından Benazir Bhutto'nun anısına içten bir saygı duruşu…

Yaşar Seyman’ın bir solukta okunan kitabı Benazir’i satın almak için tıklayın.

 

 

 

 

 

Ben Tituba - Salem'in Kara Cadısı

Barbados adasında doğan Tituba, doğaüstü güçlere sahip Man Yaya tarafından şifacılık ve büyücülük konularında yetiştirilmiştir. Evlendiği Kızılderili John'la birlikte bir din adamına köle olarak satılır ve Boston'a, ardından Salem kasabasına sürüklendiği hayat mücadelesi başlar. Bu kasabada yaşayan püriten cemaatin histerik ortamında, 1692'deki ünlü Salem Cadıları davasında cadılıkla suçlanan ilk kadın olur, özgürlüğe kavuşabilmek adına büyük mücadeleler verir.

Tituba'nın çarpıcı hayat hikâyesi, Maryse Condé'nin olağanüstü dokunaklı anlatımıyla yeniden canlanıyor. Condé'yi Grand Prix Littéraire de la Femme (Kadın Edebiyatı Büyük Ödülü) sahibi yapan roman, Tituba'yı doğduğu ülke Barbados'a, adada ilk zenci köle isyanlarının yaşandığı döneme geri döndürüyor. Kölelerin çektiği acılar, ırkçılık, kadınlara yönelik cadılık suçlamaları, kadın dayanışmasının ve feminizmin ilk kıpırtıları, ölüm sonrası hayata dair bakış, Condé'nin etkileyici kalemiyle okuyucunun doğrudan yüreğine tesir ediyor. Tituba'nın mücadelesicadılıkla suçlanan tüm kadınların mücadelesine ilham veriyor.

Maryse Condé'nin eşsiz eserini incelemek için tıklayınız.

 

Zehir Zıkkım Hikayeler

Zehir Zıkkım Hikâyeler, adını kimliğinden alan bir kitap. Bu kitabı bir okuyuşta bitiremeyeceksiniz. Çevrenizi kuşatan, içinize dolan kederi biraz hafifletmek için, zaman zaman bırakmanız gerekecek. Düşünmemek, özeleştiri yapmamak istiyorsanız, bu kitabı elinize almayın. Tersi söz konusuysa... Ayla Kutlu'nun bu coğrafyadan süzüp yansıttığı dünyaya hoş geldiniz.

Ayla Kutlu'nun, Zehir Zıkkım Hikayeler kitabını incelemek için tıklayınız.

 

  

Kapat