Denizin dibindeki Babil Kulesi…

Yeryüzünün en korkusuz, en usta dalgıçları kimler bilir misiniz? Enginlerde, bir dalgıcın gözleri önünden neler geçer? Hangi balık alayları, hangi düşler? Başka bir dünyanın büyüsü içinde, hangi “renk kasırgaları” kopar? Sünger avcılarının, dalgıçların, balıkçıların dünyası ve Ege’nin dibi, sözcüklere dökülebilir mi? Onları çok yakından tanıyan biri, doyumsuz betimlemelerle dolu, benzersiz öyküler yazabilir. Hatta bu öyküleri, çok iyi tanıdığınız bir “Balıkçı” da yazmış olabilir. Bugüne kadar okumadıysanız, şimdi tam sırası!

Sünger avcısı dalgıçların ve deniz dibi dünyasının anlatıldığı “Dalgıcın Parçaları” ve “Ege’nin Dibi” öykülerinin kahramanları Dalgıç Ahmet ve Marmarisli Dalgıç Aliş başta olmak üzere; kaptan, balıkçı, tüm deniz emekçileri, kendi halinde, kendi dünyasında yaşayanlar, masum çocuklar, kızlar, delikanlılar...

Hepsi Halikarnas Balıkçısı’nın “Parmak Damgası” kitabında sizi bekliyor.

Tadımlık…

“…Sanki devler, dağları yüzyıllardır kat kat birbiri üzerine yığmış, anıt üstüne anıt, zindan üstüne zindan oturta oturta, denizin dibinde bin bir çeşit hayvana yurt olan, dört yüz metre yüksekliğinde bir Babil Kulesi yaratmışlardı. Bu sığın üzerinde garip garip deniz otları ve yaprakları, yelpazeler gibi açılıp kapanıyordu. Fidanlar vardı. Bunlar beşer altışar metrelik şamdanlardı. Uçlarında kandiller yerine, yeşil gözler kırpışıp işaretleşiyordu. Bir renk bayılıp sönerken, başka bir renk ayılıp yanıyordu.”

Halikarnas Balıkçısı’nın “Parmak Damgası” kitabını indirimli fiyat ve avantajlı kargo seçeneği ile hemen satın almak için tıklayın.

 

 

 

 

 

 

Kapat