Amazonlar Şimdi Aramızda

Binlerce yıldır bir efsaneden ibaret olan Amazon Kadınları, arkeologları heyecanlandıran muhteşem bir mozaikle, Urfa’da karşımıza çıktı. “Unutmamalı ki Anadolu ve Ege kadınları Amazon torunlarıdır.” diyen Halikarnas Balıkçısı, “Altıncı Kıta Akdeniz” kitabında onlardan sıkça söz ediyor.

Halikarnas Balıkçısı, Amazon kadınlarının varlıklarıyla ilgili daha somut bilgi ve kanıtlara günün birinde mutlaka ulaşacağımıza işaret etmişti. Keşke, Urfa Haleplibahçe’den çıkarılan ve dört Amazon kraliçesini resmeden bu eşsiz mozaiği o da görebilseydi…  

 

 

Balıkçı’nın Amazonlarla ilgili yazdıklarına bir göz atalım:

“Tarih öncesi devirlerde Amazonların Küçük Asya’nın batısına boydan boya yayıldıkları hatta Yunanistan’ı bile ele geçirmiş, Atina kentinde savaşlar vermiş oldukları söylenir. Pitane, Myrina, Cyme, Gryneium, Smyrna, Ephesus ve eski Priene gibi Batı Anadolu kıyı kentleri Amazon kraliçelerince kurulmuştur. Myrina kentini, Myrina adındaki Amazon kraliçesinin kurduğu söylenir –ki adı Tanrıça Myrina’nınki ile aynıdır- sonra bu kraliçe Ege adalarına söz geçirir olmuş, Lesbos (Midilli) adasında Mityline kentini kurmuştur (bazılarına göre ad, Hitit kralı Mutallu’dan gelmedir). Bir zaman sonra Lemmos (Limni) adasını da ele geçirmiş ve burada anaerkil bir toplum kurmuştur. Smyrna’nın da aynı Amazon tarafından kurulduğu düşünülür hatta bir kısım Efes topraklarına onun adı verilmiştir.”

 

“Amazonlar ok, yay, çifte balta (labrys), mızrak kullanır, ayça şekilli kalkan taşır, ayaküstü savaşa tutuşurlardı fakat at sırtında süvariliği de ilk onlar yapmıştı.”

Homeros’un İlyada destanından Euripides’in tragedyasına, Vergillius’un şiirinden Amasya’lı coğrafyacı Strabon’un kayıtlarına… Amazon kadınlarından tarih boyunca hep söz edilmişti. 

Bugün, dünyada eşi benzeri olmayan ve Urfa Haleplibahçe Mozaik Müzesi’nde sergilenen mozaikte, dört Amazon kraliçesinin av sahnesi canlandırılmış; tıpkı söylendiği gibi ellerinde ok ve yay, çift başlı balta ile mızraklar… Kraliçelerin ikisi, at üstünde! Amazonların sadece bir efsaneden ibaret olmadığını göstermek ister gibi, avladıkları vahşi hayvanlar arasında dünyaya meydan okuyorlar!

Amasyalı coğrafyacı Strabon, Amazonları şöyle anlatmıştı: “Yılın on ayında çift sürer, tarım ve hayvancılık yapar, at yetiştirirler. Ava çıkar, çetin geçen savaş idmanları yaparlar. Sağ ellerini daha iyi kullanabilmek, at üzerinde daha iyi ok atabilmek için sağ göğüslerini daha çocuk yaşlarında iken dağlarlardı. Mızrak kullanmakta hünerliydiler. Kesik göğüslerini açıkta bırakan tek omuzlu, vahşi hayvan postlarından yapılmış giysi, miğfer ve kalın kemerler kullanırlardı. Anadolu’ya özgü bir silah olan çift başlı baltaları (Labrys) vardı.”

Peki, Amazonların bu savaşçı yapısı nereden kaynaklanıyordu? Bunu da Halikarnas Balıkçısı yanıtlıyor: “Mitolojiye göre Savaş Tanrısı Ares ile bir ırmak perisi olan Harmonia ya da Tanrıça Afrodit’in çocuklarıdır Amazonlar.”

Amazonların “Hitit” uygarlığıyla bağlantı ve benzerlikleri gibi çok ilginç bilgilerin olduğu Halikarnas Balıkçısı’nın “Altıncı Kıta Akdeniz” kitabını mutlaka okumalısınız.

Halikarnas Balıkçısı’nın “Altıncı Kıta Akdeniz” kitabını indirimli fiyat ve avantajlı kargo seçeneği ile hemen satın almak için tıklayın.

 

 

 

 

Kapat